EKONOMİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
EKONOMİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Mayıs 2010 Çarşamba

BIR YILLIK ALTIN FIYATLARI

Bir yillik altin fiyatlarina bakiyorum. Masallah yukselmis te yukselmis. O kadar ekonomik krize altin mi dayanir . Her kriz lafinda ceviriyor yonunu fezaya dogru. Altini bol olanlarin yuzleri guluyordur tabi.

Geyik bir tarafa ne olacak bu altinin hali ?


BIR AYLIK DOLAR FIYATLARI

Ne guzzel suzuluyor degil mi? Keske nereye gidecegini bilseydik. Alirdik satardik cogaltirdik harcliklarimizi. Ama maalesef oyle olmuyor. Turkiye piyasasi bir taraftan, dunya piyasasi bir taraftan hersey etkiliyor ne tarafa gidecegini.

Yine de bir tahminde bulunmak gerek degilmi :)

Dolar artacak mi?

Ben derim ki yine 1.49u gorur ve tekrar yukariya dogru topuklar. bir kac gun takip etmekte fayda var. Bol kazanclar.

9 Mayıs 2010 Pazar

DOLAR NE OLDU , 9 MAYIS 2010

Eger size birisi Amerikanin borclanma senetlerinin degerinin ne olacagini soyleseydi eminim ki hic ilgilenmezdiniz. Amerikaya borc verenden degilsiniz, Amerikadan borc alandan degilsiniz. Size ne Amerikanin borclanma kagitlarindan degil mi !

Dolarin aslinda Amerikanin borclanma kagitlari oldugunu soylesem ne dersiniz. Aslinda dolar Amerikanin bir kagit parcasi karsiliginda dunyadan mal almasi anlamina gelmektedir.

Eger paraniz dunya ticaretinde kullaniliyorsa size merkez bankanizin kagit basma maliyetine mal alma hakkini sagliyor anlamina gelir. Buna senyoraj geliri denir. Bu konuya daha sonraki yazilarimda devam edecegim.

Simdi, Dolar ne olacak ? Dolar artacak mi, nereye dogru gidiyor ? sorularina kafa yoralim. Zira senyoraj gelirlerine bizim mudahale etme imkanimiz olmadigi icin zevk almaya bakalim :)

5 Mayis carsamba gunu "Dolar ne olacak" baslik yazimda asagidaki tahmini yurutmustum.

"doların Euro karşısında güçlü kalmaya devam edeceğini tahmin edebiliriz. Ayrıca, Doların TL karşısında 1.45 - 1.55 arasında dalgalanıp duracağını öngörebiliriz. Dün ve bugün ciddi artışlar gördük. Ancak, Türkiyeden sıcak para çıkışları yaşanmasına neden olacak ani gelişmeler olmadığı sürece 1.55-1.58 seviyelerinin çok üzerine çıkması pek muhtemel görünmüyor."

Bakalim oyle olmus mu ? Yukaridaki grafikte son bir yilda dolarin TL karsindaki seyrini goruyoruz. Son bir hafta icerisinde 1.48 den 1.56 'ya kadar hizli bir sekilde yukseldi.

Gelin birde son uc aydaki gelisime bakalim. Burada degisimleri daha net gorebiliriz. Bu grafikte cuma gunu degerlerini goruyorsunuz. Cuma gunu bir ara 1.57 seviyelerine kadar yukselmisti. Sonra yonunu asagiya dogur cevirdi. Cuma gunu sonunda ve cumartesi gunu 1.54 civarina dogru geriledi. Tam da tahmin ettigim gibi. 1.58'i asmasinin zor oldugunu soylemistim, oyle de oldu.
Eger alim satim yapip uc bes kurus kazanayim diye dusunuyorsaniz, tam tepe noktasinda satayim ya da en dip noktadan alayim diye hayiflanmayin. Zira en tepe noktalarini ve en dip noktayi kimsenin tahmin etmesi mumkun degil. Onun icin siz tahmininizi yapip yeterince dustugunu dusundugunuz noktada alin, sonra beklemeye gecin. Satacaginiz degeri tahminen onceden belirleyin ve o degere gelince satin. Sonra daha yukseldi diye uzulmeyin. Siz yaptiginiz karin keyfini cikarin. Daha fazlasini yapabilirdim diye uzulmenin bir anlami yok :)
Bundan sonra ne olacak?
Uc aylik grafigin altina "goreceli guc endeksini" de koydum. Gordugunuz gibi su an en yuksek degerinde. Sanirim bu endeksin dusmesini beklemek mantikli olur.
Ben TL'ye gectim bekliyorum. Ne zaman alabilecegimi simdilik degerlendiriyorum :)
Not: Tahminlerim beni baglar, kar ederseniz adimi anmanizi, zarar ederseniz nasip demenizi bekliyorum :) Ayrica herkesin rizki kadarini kazanabilecegini aklimizdan cikarmayalim.
Saglikla kalin, Saglicakla kalin...

5 Mayıs 2010 Çarşamba

DOLAR NE OLACAK ?

Yukarıdaki grafikte 2010 yılında Doların seyrini görebilirsiniz. 1.45 saviyelerinden 2 aylık bir yükselme trendinden sonra 1.55'e kadar yükseldi. Sonra tekrar aşağıya doğru düşmeye başladı.

Grafiklerin incelenmesinde peşpeşe tekrar eden yükselmelerde eğer taban noktaları da her defasında daha yukarıda ise yükselme devam edecek diye yorumlanır.

Örneğin bahsettiğim 2 aylık dönemde 3 büyük yükseliş eğrisi ve bunlar arasında kısa süreli dalgalanmalar görülüyor. Her üçünde de taban noktaları ve tavan dönüş noktaları artmış. Ancak tabi ki bu sonsuza kadar devam etmez. Ekonomik gelişmelere göre eğilim yön değiştirebilir. Nitekim şubat ayının sonunda Türkiye yoğun sıcak para girişleri sonunda tekrar 1.45lere doğru düşmeye başladı.

Grafikte geçmişi okumak kolaydır. Hadi bakalım birde ne olacağını söyle diyeceksiniz. Gelecekte ne olacağını kesin olarak bilmek imkansız. Öyle bir durum olsaydı öncelikle kendim milyoner olurdum :)

Ancak en azından doların Euro karşısında güçlü kalmaya devam edeceğini tahmin edebiliriz. Ayrıca, Doların TL karşısında 1.45 - 1.55 arasında dalgalanıp duracağını öngörebiliriz. Dün ve bugün ciddi artışlar gördük. Ancak, Türkiyeden sıcak para çıkışları yaşanmasına neden olacak ani gelişmeler olmadığı sürece 1.55-1.58 seviyelerinin çok üzerine çıkması pek muhtemel görünmüyor.
Ama yine de ne olacağını bir ALLAH bilir.


Bu grafikte de 2009 ve 2010 yılları boyunca Doların TL karşısındaki seyrini görüyoruz.

Grafikleri http://www.altinkaynak.com.tr/ belirlemiş olduğu günlük alış ve satış değerlerini dikkate alarak excelde hazırladım. Grafikleri tersten okuyun. Enteresan gozukmesi icin geriye dogru yaptim.

Yukarıda bahsettiğim yükseliş kuralı inişlerde de geçerlidir. Şubat 2009 da inişe geçen trend Ağustos 2009'a kadar devam etmiş. Alt noktalarını birleştirdiğimizde lineere yakın bir yay eğrisi elde ederiz. Bu yayın ucunun yukarıya doğru açıldığını düşünüyorum. Yani en son geçen haftalardaki düşüşte en düşük nokta 1.47-48 gibi oldu. 1.45'e kadar inmedi. Bu durumdan yukarıya doğru bir trendin başlangıcı olduğu sonucunu çıkartıyorum.

Not: Yaptığım değerlendirmeler ve tahminler kimseyi yönlendirmek amaclı değildir. Sonuçlarından madden ve manen sorumlu olmadığımı peşinen belirtmek isterim.

ALTIN FİYATLARI ARTTI


20 Nisan tarihinde altın fiyatları ile ilgili tahminlerde bulunmuştum. Kısa vadeli öngörüm 1120 seviylerinden tekrar yukarıya doğru tırmanacağı yönündeydi.

Tahminde bulunduğum günün ertesinde 1132 yi gördü ve tekrar yükselmeye başladı.


Orta vadedeki tahminim de yükselme trendinin devam edeceği yönünde. Özellikle Yunanistan krizi Euro ve Dolara karşı altını kuvvetlendiriyor. Çok kısa vadede öngörüm doğrulandı. Bakalım orta vadeli öngörüm nasıl çıkacak ...

Hayırlı günler, bol kazançlar...


20 Nisan 2010 Salı

ALTIN FiYATLARI

Anadolu insanimizin en cok kullandigi yatirim araci. Ee tabi tedbirli olmak lazim degilmi. Cocuklar evlenecek onlara altin almak gerek, yegenler, torun torbalak evlenecek onlara altin almak gerek.. velhasil altin alip yastigin altinda saklamak en iyisi. Zaten "yastik alti altinlari" tabiri de buradan peydahlanmis.

Birde altin alip satip kar etmek isteyenler var. Bir seyin ticaretinin yapilabilmesi serbest piyasanin isleyisini kuvvetlendirir. Piyasanin dengede durmasina katki saglar. Onun icin karli gorundugunda o tarafa dogru kaymak dogru bir davranistir ve memleket ekonomisi icin de iyidir. Uretim yaparak ulke ekonomisine katkida bulunmak elbette tercihimizdir. Ancak altin alip satmak ta, altin fiyatlarini dengeleyeceginden ekonomi icin sagliklidir.

Asagida altinin ons fiyatlarinin ABD Dolari karsisinda yillar itibariyle seyrini gosteren grafikleri koydum.

Kisa vadeli grafiklere (1 yila kadar) baktigimiz zaman zirveden donus yapildigi goruluyor. Taban donus noktalarini dikkate aldigimizda 1120 gibi bir seviyeden tekrar yukselmesi beklenebilir.

Orta vadeli grafikler (5-10 yil) surekli bir artisin oldugunu gosteriyor.

Uzun vadede (10 yildan uzun) 2000 yilindan buyana surekli olarak fiyatlarin arttigi goruluyor. Bu artisin devam etmesi mumkun gorunuyor.

Alanin da satanin da kar etmesi dileklerimle...

30 gunluk
60 gunluk
6 aylik
1 yillik
5 yillik
10 yillik
15 yillik
20 yillik
36 yillik

5 Şubat 2009 Perşembe

EKONOMİK KRİZE REÇETE (Ahmet Coşkun)

Ekonomik krizin ülkemizi teğet geçmediğini artık biliyoruz. Belki medya hükümeti yıpratmak için ekonomik haberleri biraz abartarak veriyor. Ama yinede görüyoruz ki işler pek yolunda gitmiyor. İşçi çıkarmalar, üretim oranlarındaki düşüş, ihracatın hızlı bir şekilde düşmesi olumsuz göstergelerin yalnızca birkaçı.

Önünüze gelen herkes hükümeti veya ekonomi yönetimini eleştiriyor. Millet olarak bizim en büyük sorunlarımızdan birisidir. Kendi yaptığımız işi daha iyi nasıl yapabiliriz diye bakmayız ama hep başkaların işlerini iyi yapmadığını söyler, herkesi yerli yersiz eleştiririz.

Eleştirmek yalnızca bir şartla mazur görülebilir ki o da çözüm önerisi sunmaktır. Başbakanlıkta çalışan kıymetli bir uzman olan arkadaşım Ahmet Coşkun ekonomik krizde neler yapılabilir diye düşünmüş taşınmış ve çözüm önerilerini ortaya koymuş. Her ne kadar bazı önerilerine kendim sıcak bakmasam da mevcut durumdaki gibi hiç bir şey yapmadan geçiştirmeye çalışmaktansa bu önerileri dikkate almaya değer. Avrupa Yakasındaki Dilber halanın tabiriyle "önerilerini ortaya koymuş, isteyen alır geder istemeyen almadan geder".

______________________o___________
53 MİLYAR LİRALIK PARASAL GENİŞLEME, VERGİ İNDİRİMİ
VE KAMU HARCAMASI PAKETİ

Gelişmiş ülke ekonomilerinde başlayıp tüm dünyaya yayılan küresel finansal kriz dolayısıyla bütün ülkeler paketler hazırlayıp etkilerini minimize etmeye çalışırken bizim büyük bir aymazlık ve anlamsız bir iyimserlik içersinde vaktimizi israf etmemiz kabul edilemez. Ne var ki siyasal karar alıcıları yönlendirenler, hükümeti pasif ve olan biteni seyreden bir pozisyona sürükledikleri gibi, son beş yılda yaşanan önemli başarıların sadece olumlu dış konjonktür sayesinde gerçekleştiği eleştirilerine de haklılık kazandırmışlardır. Ekonomik yapı eskisiyle kıyaslanmayacak ölçüde sağlam durumdadır, ancak en basitinden bizim elimizde olmayan nedenlerden kaynaklanan ihracat daralması ve azalan likiditenin eninde sonunda ekonomiyi küçülteceğini öngörmek zor olmasa gerektir.
Derinleşmesi muhtemel krizin siyasal sorumluluğundan bir nebze kurtulabilmesi ve “bu krizin bizim krizimiz olmadığı”nı seçmene kabul ettirebilmesi için hükümetin daha proaktiv önlemler alıp bunun sunuşunu iyi yapması gerekiyor.

SORUN NE?

Uluslararası boyutta mortgage krizi ile başlayan ve finansal piyasalarda mortgage’a dayalı menkul kıymetlerin değerinin düşmesi ve kimi bankaların batmasıyla derinleşen ve sonuç itibarıyla gelişmiş ülkelerden başlamak üzere işsizliğin artması ve talep daralması şeklinde sonuç doğuran küresel ekonomik kriz, daralan finansman kaynakları ve dış talep nedeniyle ülkemize de bulaşmış durumdadır.

Ülkemiz ekonomisinin küresel ekonomik krizden olumsuz etkilenmiş olması değişik göstergelere de yansıdığı görülmektedir. Örneğin Kasım ayında sanayi üretimi geçen yıla göre %13,9’luk bir düşüş yaşamış, endeksin en önemli bileşeni olan imalat sanayi üretimindeki gerileme ise %15,5’e ulaşmıştır.

2007 yılı Aralık ayında %81,1 olan üretim değeri ağırlıklı kapasite kullanım oranı, 2008 yılı Aralık ayında %64,7 seviyesinde gerçekleşmiştir.
Tüketici Güven Endeksinin de bir yıl içersinde 93,89 puandan 69,90 puana gerilediği görülmektedir.

Son yıllarda kamu kesiminin borçları nisbi anlamda azalmışken özel sektör dış borçlarında bir sıçrama gözükmektedir. Şöyle ki özel kesimin 2008’in üçüncü çeyreği itibariyle kısa vadeli dış borcu 51,2, uzun vadeli dış borcu ise 145 milyar düzeyindedir. Küresel talebin daralmasıyla beraber özel sektörün faaliyetlerini devam ettirmesi zorlaşmıştır.
Tüm bu göstergelerin belki de sonucu olarak 2008 Ekim istihdam verilerine göre işsizlik oranı geçen yılın aynı dönemine göre 1,2 puan artışla yüzde 9,7'den yüzde 10,9'a çıkmıştır. Yukarıdaki Kasım ve Aralık aylarına ait öncü göstergelere bakıldığında bu oranın şu an için arttığını söylemek kehanet olmasa gerektir.

Ülkemiz ekonomisindeki sorun özetlemek gerekirse;
Azalan talep dolayısıyla girişimci ekonomik faaliyeti durdurarak veya yavaşlatarak işçi çıkarmak zorunda kalmakta, bankalara ve devlete olan borçlarını ödeme güçlüğüne düşmekte, belirsizlik ortamında yatırımları ve büyük harcamaları ertelemekte,
Küresel finans imkânlarının daralması nedeniyle bankalar sendikasyon kredilerini çevirmekte zorlanmakta, reel sektöre kredi musluklarını kapatmakta ve ekonomik küçülme ve işsizlik sebebiyle batık krediler artmaktadır.

PEKİ NE YAPMALI?

Mevcut ekonomik daralma sürecini en az hasarla atlatıp küçülmeyi sınırlı tutmak ve bunun için para ve maliye politikası paketi şekillendirmek acil bir ihtiyaç olarak karşımızda durmaktadır. Diğer ülkelerin ekonomi yönetimleri radikal sayılabilecek adımlar atarken olumsuz durumun düzelmesini piyasanın kendi mekanizmalarına bırakmanın toplumsal ve siyasal sonuçları olabileceği gibi sınırlı sayıda önlemle derinleşmesi önlenebilecek bir krizin daha da yayılmasına neden olunabilecektir.
Ekonomi yönetiminin
Piyasadaki parayı bollaştırması,
Girişimcinin rekabet edebilirliğini arttırıcı vergi indirimlerine gitmesi,
Talep yaratıcı ve pozitif dışsallığı olan harcamalarda bulunması gerekmektedir.

Ekonomi yönetiminin aşağıdaki önlemleri paket halinde hayata geçirmesi halinde kriz daha kolay ve erken bir biçimde atlatılacak ve ekonomi tekrar büyüme trendine geri dönecektir:

1. IMF ile bir an önce anlaşılmalı ve piyasada beklendiği üzere 20 milyar dolar kredi sağlanmalıdır.
2. Merkez Bankası 30 milyar lira tutarında devlet iç borçlanma senedi (DİBS) satın almalı ve parasal genişleme sağlamalı; ayrıca faiz indirimlerine devam etmelidir.
3. Merkez Bankası hesaplarında gözüken işçi dövizleri mevduat sahiplerinin onayı alınmak suretiyle Ziraat Bankası ve Halk Bankasına aktarılmalıdır.
4. Yılık 8000 liralık ücrete vergi istisnası tanınması yoluyla işveren üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesi sağlanmalıdır. Bu, özel kesimde brüt ücretlerin düşmesini netice verirken, kamu sektöründe 100 liralık net maaş artışını beraberinde getirecektir.
5. Talep esnekliği ve pozitif dışsallığı düşük olan sigara, alkol, gazlı içecek, şans oyunu, mobil iletişim gibi alanlarda vergiler artırılmalı, buna karşılık süt, ayran, yoğurt, tereyağı ve zeytinyağındaki vergiler %1 oranına çekilmelidir.
6. Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğünün proje stoku içersinde yer alan sulama ve hidroelektrik santralı (HES) projelerine ve Büyükşehirlerdeki metro inşaatlarına kaynak aktarılmalı ve projeler tamamlanmalıdır.
7. Arz fazlası ürünleri satın almak üzere Toprak Mahsulleri Ofisine (TMO) kaynak aktarılmalıdır.
8.Daha önce sınırlı zaman ve kapsamda uygulanan Süt Projesi ülke genelinde özel-kamu ayrımı yapılmaksızın bütün kreş, bakımevi, anaokulu ve ilköğretim okulları ile yetiştirme yurdu, hastane, hapishane ve kışlalarda yeniden başlatılmalıdır.

SONUÇ
Sıralanan politika demetinin ilk yıl mali bilânçosunu yazacak olursak;
Harcama/Kaynak Miktar (TL)
Vergi indirimi (25 milyar)
[1]
DSİ ve metro projelerine kaynak (5 milyar)
TMO’ya kaynak (2 milyar)
Süt Projesi (1 milyar)
Toplam Harcama ve Vergi İndirimi (33 milyar)

Düşen faizden kaynaklanan tasarruf 10 milyar
Piyasaya bırakılan paranın tüketim vb. vergisi 5 milyar
Vergi artışı 5 milyar
IMF Kredisiz İlk Yıl TOPLAM (13 milyar)

Görüldüğü gibi paket kendi içersinde 13 milyar liralık açık vermektedir. İlk yıl oluşması beklenen bu açık toplam 32 milyar liralık[2] IMF kaynağından karşılanmalı, ikinci yıl 11 milyar ve üçüncü yıl 8 milyar lira muhtemel açıkların finansmanında kullanılmalıdır. Zaman ilerledikçe paketin olumlu ekonomik etkileri görülecek ve bu gelişme kamu gelirlerine yansıyacaktır.
25 milyar lirası vergi indirimi ve 8 milyar lirası da kamu harcaması olmak üzere toplam 33 milyar liralık genişleyici maliye politikası ile Merkez Bankasınca satın alınacak tahvil tutarı olan 30 milyar liralık genişleyici para politikası bileşenlerinden oluşan öneri paketinin vakit kaybetmeksizin hayata geçirilmesi ve kendi içindeki tutarlılığın korunması gerekmektedir.
IMF yönetiminin ikna edilmesinde karşılaşılabilecek güçlükler ve kimi önerilerin uygulanmasına karşılaşılabilecek idari kapasite yetersizlikleri bu paketin temel riskleri durumundadır.
Her kamu politikası uygulamasında olduğu gibi ölçme, değerlendirme ve sonuçların izlenmesi bu politika demeti için de söz konusudur. Başbakan tarafından açıklanması ve siyasal olarak güçlü bir kişiliğin paketin koordinasyonunu yürütmesi başarıyı arttırıcı etmenler olacaktır.

[1] Parantez içi rakamlar maliyeti göstermektedir.
[2] 1 Dolar=1,6 TL varsayılmıştır.

ALTIN FİYATLARI NEREYE GİDİYOR ?

Son günlerde altın fiyatlarında müthiş bir sıçrama yaşandı. Altın biriktirenler yada düğünden altın kalanlar heyecanlandılar tabi. Fiyatlar hızlı artmaya başlayınca sürekli yükselecekmiş gibi bir beklenti ortaya çıkıyor. Hatta konuştuğum bazı arkadaşlar 60 TL’ye kadar gider bu diye ümitleniyorlar.

Okuduğum bir haberde şu öngörülere rastladım.

Analistler, şu anda 923 dolar seviyelerinde bulunan altının onsunun bu yıl 1500 dolara kadar yükselebileceğini ifade ediyor. ( Bu analistlerin kimler olduğu açıklanmadığına göre sansasyon olabilir)
İstanbul Altın Borsası Başkan Yardımcısı Oğuzhan Aloğlu, onsun bu yıl 750-1000 dolar arasında seyretmesini beklediklerini ifade etti.
http://www.bigpara.com/ 02.02.2009

http://goldprice.org/ internet sayfasından altının dolar cinsinden ons fiyatlarını takip edebilirsiniz. Aşağıda altının 30 günlük, 6 aylık ve 5 yıllık fiyatlarını gösteren grafikleri koydum. Ayrıca enflasyondan arındırılmış olarak altının 35 yıllık macerasını gösteren bir tablo da ekledim.
Bu tablolardan neler görüyorum: 80'lerde zirveye çıkan altın fiyatı 2001 yılına kadar bir düşüş trendine girmiş. 2001 yılından bu yana düzenli bir şekilde yükseliyor. 2008 Mart-Ekim ayları arasında bir düşüş yaşamış ancak Ekimde tekrar topuklamış ve 3 aydır yükseliyor.

İddia edildiği gibi 1500 doları görür mü? Buna kesin cevap verebilmek için kahin olmak gerekir ki, inancımıza göre artık kahinlik müessesesi mevcut değil. Ancak grafiklerin dilinden orta vadede 1000-1100 seviyelerini görebileceği, kısa dönemli bazı gerilemelerinde yaşanabileceği anlaşılıyor.

Altını bol olan arkadaşlara bol kazançlar diliyorum. Olmayanlara da canınız sağolsun, mal da yalan mülk de yalan diyorum :) bu arada altını bol olan arkadaşlar zekatlarını aksatmasınlar, zira o altınlar sonra cefaya neden olur alimallah.


30 günlük

6 aylık

5 yıllık

35 yıllık – enflasyondan arındırılmış fiyatlar

4 Şubat 2009 Çarşamba

NE OLACAK BU DÖVİZİN HALİ !


İnsan bir şeyler okurken farkına varmadan kendini doğrulama yoluna gidiyor. Okuduğu yazılardan, makalelerden veya kitaplardan kendi düşündüklerini doğrulayanların daha doğru olduğunu düşünüyor.

Ben de dolar konusunda benim gibi düşünün birini görünce, “işte budur, çok doğru düşünüyor” diye hemen atladım. Bakalım Milliyet köşe yazarı Hurşit Güneş bugünkü yazısında dövizin önümüzdeki dönemdeki seyri hakkında ne öngörüyor?

· Türkiye’de döviz fiyatlarını arz ve talep belirler.

· Cari açık daralıyor. Dış borçlar sorunsuz ödeniyor.

· 2009 yılında ortaya çıkacak dış açık (ilave döviz ihtiyacı) IMF tarafından ve yabancı yatırımlarca karşılanabilir düzeyde.

· Yurtdışı piyasalarda faizler çok düşük olduğu için Türkiye’ye sıcak para girişi olabilir.

· Bu senaryoya göre yıl sonuna doğru dolar 1.5 TL civarına geriler.

· Eğer IMF anlaşmasında sorun çıkarsa ve yurtdışında ikinci bir büyük kriz olursa her şey tersine dönebilir ve dolar 2 TL olabilir.

26 Ocak 2009 Pazartesi

DÖVİZ KURLARININ TAKİBİ NASIL YAPILIR?


Dolar veya Euro değerlerini etkileyen belki yüzlerce etken vardır. Herbirini ayrı ayrı değerlendirip bir sonuca varmak neredeyse imkansız. Ayrıca dünya piyasasındaki durum ile iç piyasanın aktörleri zaman zaman ters düşebiliyor. Dışarıda dolar düşerken içeride yükselme trendinde görülebiliyor. Ancak yinede DOLAR veya EURO kurunu takip etmem gerekiyor diyorsanız aşağıda bahsedeceğim inceliklerden faydalanabilirsiniz.

1. Dolar/Euro paritesi: Bu iki döviz cinsinin arsındaki paritenin takibi önemli bir adımdır. İşte size bunu takip edebileceğiniz bir adres.
http://finance.yahoo.com/currency-converter?amt=1&from=USD&to=EUR&submit=Convert
Bu sayfada paritesini almak istediğiniz döviz cinslerini seçerek sonuç alabilirsiniz. Sonucun hemen altında yer alan “View 5 day Trend” (5 günlük trendi göster) yazısını tıkladığımız zaman bize grafik verir. Grafiğin üzerinde 3 aylık veya yıllık opsiyonlar da yer alır. Böylece paritenin gidişatını yıllar itibariyle görebilirsiniz.

2. Dolar /Altın paritesi: Yukarıda verdiğim adresten G harfinden “Gold Ounces” seçebilirsiniz. Bu size Altının dolar cinsinden fiyatının hareketini gösterir. Genel itibariyle altının dolar fiyatı bir dengeye oturur ve iç piyasada dolar fiyatı ile altın fiyatları paralel hareket eder. Ancak son günlerde altına talep çok arttığından bu denge biraz altın lehine sapmış durumda.
Altının TL cinsinden fiyatının değerini
www.altinkaynak.com.tr adresinden takip edebilirsiniz. Altın arşiv bölümünden zaman aralığını seçtiğiniz zaman size bir tablo verir. Zaman aralığının seçiminde bir yıldan daha fazla bir aralığa izin vermiyor. Sonuçların hemen sağında grafiksel analiz işaretine tıkladığınız zaman grafik olarak da sonuçları görebilirsiniz. Excel dosyası olarak da indirme imkanı sunuyor.
Bu internet sayfasında Dolar ve Euro fiyatlarını da aynı şekilde arşivden bakabilirsiniz.

3. Borsadaki yabancı payı: İç piyasadaki bazı olumsuzluklardan kaçınma veya diğer dış pazarlardaki daha iyi imkanlardan faydalanma amacıyla yabancı sıcak para Türkiye’den çıkabilir. İMKB’deki yabancı payını
www.bigpara.com adresinden bulabilirsiniz. Anasayfada sağdaki endeks grafiğinin hemen altında yabancı payı gösteriliyor. Üzerine tıkladığınızda gelişimini grafik olarak görebilirsiniz. Benim izlenimlerime göre yabancı payındaki artış aynı zamanda borsa endeksini de belirlemektedir. Borsa yükselirken yabancı payı da artış gösteriyor ise o zaman dolar girişi olduğunu gösteriyor ve dolarda bir gevşeme oluyor. Borsa düşerken ise yabancı paylarına baktığınız zaman yabancı payının da paralel bir şekilde düştüğünü görebilirsiniz. İMKB endeksi ile dolar fiyatı ters orantılıdır da diyebiliriz. Yabancı payı grafiğine baktığınız zaman doğrusal olarak sürekli düşmediğini, düşerken bile kısa süreli artışların olduğunu görürsünüz. Bunun sebebi borsa endeksinin bir anda çökmesine izin vermek istememeleridir. Çünkü ellerindeki hisseleri boşaltırken mümkün olduğunca yüksek fiyattan satabilmek için zaman zaman alım yaparak borsaya moral verirler ve borsa geri mi dönüyor havası yaratarak insanları gaza getirip borsayı biraz yükseltip yine satmaya devam ediyorlar. Bu arada doların fiyatı da biraz düşüp sonra yeniden yükseliyor.

4. Ekonomik gelişmeler: İç piyasada Dolar veya Euro kıtlığına neden olacak ve sıcak yabancı paranın kaçmasına yol açacak her türlü gelişme fiyatın yükselmesine neden olabilir. Cari açığın fazlalığı en büyük sorundur. Cari açık yabancı sermaye girişleri ve dış borçlarla telafi edilmektedir. Eğer yabancı sermaye girişlerinde bir aksama olursa veya çıkışı hızlanırsa fiyatların yükselmesi kaçınılmazdır.
Önümüzdeki günlerde IMF’den alınması muhtemel kredi şu anda dolar üzerinde bir baskı oluşturmaktadır. Altın fiyatlarının da şu günlerde artmasının bir nedeni de dolara alternatif oluşturmasıdır diye düşünüyorum. IMF anlaşması bu kadar kesin bir beklenti haline gelmişken iptal edilirse yada çok ertelenirse doların yükselmesi kaçınılmaz olur.
Dış ticaret açığı cari açığı belirleyen temel unsurdur. İç piyasadaki daralmaya bağlı olarak ithalat ciddi oranda daraldı. Avrupa’daki talep daralması nedeniyle de ihracatta bir azalma var. Ama sonuçta dış ticaret açığında bir azalma var.

Grafik İncelemesi:
Benim şimdiye kadar izlenimlerim şunu gösteriyor. Grafik incelemesinde genel düşme trendinde alt noktaları bir doğru ile birleştirdiğinizde daha sonraki bir tarihte o doğru üzerinde yer alan bir değerden geri dönmektedir. Artışlarda da tepe noktalarını doğru ile birleştirdiğimiz zaman, ileriki bir tarihte gelecek bir artış bu doğru üzerinde yer alan bir noktadan geri dönüyor. Ekonominin genel seyrine göre bu doğruları birkaç aya bir yenileme ihtiyacı doğabilir.
Grafiklerde yükselmeleri dağlar, düşmeleri vadiler gibi düşünebiliriz. Özellikle borsada uzun vadede baktığınız zaman her dağın bir inişi olduğu gibi, borsada yaşanan her yükselme de bir düşüşle sonuçlanıyor. Zirve noktasından grafiği ikiye böldüğünüz zaman elamanın iki yarısı gibi simetrik bir şekilde endeksin düştüğünü görürsünüz. Yükselirken durakladığı noktalara yakın yerlerde, inerken de bu kırılma noktalarında bir süre durduğu görülüyor. Bu bahsettiklerim kesin kurallar değildir ancak diğer parametrelerle birlikte değerlendirmede dikkate alınabilir.

Bol kazançlı günler dilerim,


Ramazan


21 Ocak 2009 Çarşamba

KEMAL DERVİŞ'İN EKONOMİ PROGRAMI

Nostalji yapacak son konu herhalde ekonomidir. Ancak geçtiğimiz yıllarda ekonomide neler yaşadığımızı okumaktan keyif alacak insanların da olabileceğini tahmin ediyorum.

2001 yılında malumunuz artık son raddesine gelmiş olan ekonomik sıkıntılar birilerinin birilerine anayasa kitapçığı fırlatmasıyla kriz haline dönüştüğü açıklanmıştı. Sonrasında Dünya Bankasında çalışan Kemal Derviş, Başbakanımız Bülent Ecevit'in daveti üzerine görevinden istifa etmiş (kendi ifadesiyle Dünya Bankası’ndan izin alarak değil, bütün ilişkilerini keserek gelmiştir) ekomomimizi kurtarmak için Türkiye gelmiş ve 14 Mart 2001 tarihinde bir ekonomik program açıklamıştır. O günlerde ortalıkta dolaşan spekülasyonlara göre kriz batılı emperyal kuvvetler tarafından körüklendi ve verdikleri borçları geri tahsil edebilmek için de Kemal Derviş zorla ekonomi bakani yapıldı. Bu konularda neyin doğru olduğunu bilmek pek mümkün değil ancak bir şey var ki Kemal Derviş görevden ayrıldıktan sonra da, yeni hükümetler başa geldikten sonra da aynı program uygulanmaya devam edildi.

2008 krizinde her önüne gelen "Biz 2001'de iyi bir deneyim yaşadık. Bankalarımızı ve ekonomimizin temel taşlarını sağlamlaştırdık. Onun için bu kriz bizi diğer ülkeler kadar etkilemez." dediler. Bakalım 2001 krizinden sonra gerçekten neler yapılmış. Eğrisiyle doğrusuyla 2007 yılına kadar uygulanan ekonomi programının neler içerdiğini görelim bakalım.

Devlet Bakanı Kemal Derviş’in açıkladığı Ulusal Programın Genel Stratejisi şöyle:

14 Mart— Kasım ve Şubat aylarında yaşanan
krizler özellikle bankacılık kesiminin
zaafiyetlerini artırmış, mali piyasalarda önemli
dalgalanmalara ve istikrarsızlığa neden olmuştur.
Böyle bir ortamda hazırlanacak programın genel
stratejisi üç aşamadan oluşacaktır:

Devamını okumak için lütfen
TIKLAYIN.