3 Ağustos 2009 Pazartesi

TAŞUCU - KIBRIS DENİZ OTOBÜSÜ İŞKENCESİ


Kayınbiraderim Girne'de bir otelde çalışıyor. Geçen ay çok tatlı bir kızı daha oldu. Allah sağlıklı sıhhatli hayırlı ve uzun ömür versin.

Yaz tatilimizin bir bölümünü bebek sevmeye ve Kıbrısı fethetmeye ayırmaya karar verdik. Silifke'deki İhracatçı Birlikleri Kampında on günlük harika tatilin üzerine Taşucu'ndan bir Girne seferi yapalım istedik. Silifkeye ilişkin bölümü bilahare anlatacağım.

Deniz otobüslerinin saatleri ve fiyatı hakkında internetten araştırma yapmıştım ama olumlu olumsuz bir yoruma ulaşamamıştım. Ben de belki birilerinin işine yarar düşüncesiyle acı tecrübemi sizlerle paylaşmak istiyorum.
İnternetten fiyatlara bakıp eh fena değilmiş deyip ona göre planlamıştık. Fiyatların altında harçlar hariçtir yazısını pek ciddiye almamıştık. Ciddiye almak lazımmış. Taşucundan çıkışta toplam fiyat 85 TL civarı, Girne'den dönüşte ise 30 milyon harç haraç vergi resim vırt zırt eklenince 90TL'yi geçiyor. Gidiş dönüş alınca bu fiyat 10 TL civarı düşebilir. Ankara'ya uçakla doğrudan benim deniz otobüsü maliyetimden daha ucuz fiyata dönebilirsiniz.
İki firma ortak bir gemi kaldırıyor. İsraf olmaması açısınında iyi ama rekabet olmayınca sonuçları tahmin edebilirsiniz. Yolcuya hiç minnetleri yok. Bilet satan hanfendilerin yüzlerinden düşen bin parça. Sanki orada onları karın tokluğuna cebren siz çalıştırıyorsunuz.
Öğlenin kızıl sıcağında, kan ter içinde soğutma tertibatı olmayan, yalnızca polislerin oturduğu kabinlerin soğutulduğu bir binadan gümrük kontrolünden geçtikten sonra gemiye ulaştık. İnsanlarını düşünmeyen bir zihniyetin başarılı olması mümkün değil. Artık hem devlet hem özel sektörün insanların rahatını düşünmesi ve ona göre hizmetlerini düzeltmesi gerekiyor. Aksi takdirde yüzyıllar sonra bile biz yine bizden adam olmaz diye hayıflanıp duracağız.
Ama asıl sıkıntı geminin rahatsız oluşunda. 11:30'da Taşucundan kalkacak gemi en erken 12:30'da kalkabiliyor. Bizim gibi biraz da sağlamcıysanız ve bir saat öncesinden geldiyseniz iki saatten fazla ter banyosu içerisinde can çekişmeniz gerekeceği anlamına geliyor. Demirden yapılmış olması nedeniyle gemi güneşte o kadar ısınıyor ki içerisi saunadan farksız. Aslında saunadan daha beter çünkü sıcağın üzerine bir de nem var. Kalp rahatsızlığınız var ise dayanmanız mümkün değil. Gemi görevlisinin yolcuların şikayetine verdiği cevap ise aynen şöyle: "İsteyen var ise gemi kalkmadan ayrılabilir yardımcı olacağım. Gemi yolculuk esnasında da aşağı yukarı bu kadar sıcak olacak. Hareket ettikten sonra isteyen (dayanamayan) olursa güverteye çıkabilir." Bu esnada kendisi de sıcağa dayanamıyor ve sonradan monte edilmiş ve soğukmu sıcakmı üflediği belli olmayan klimamsı bir aletin önüne tüm bağrını yapıştırmış vaziyette.
Belki gemi hareket ettikten sonra içerisi serinler beklentisi içerisinde, yolcuların yoğun baskısına dayanamayan kaptan yola çıkıyor. Ancak nafile, aksine daha da sıcak, artık dayanmak mümkün değil. Güverteye çıkıyoruz. Daracık güvertede üstüste yığılmış valizlerin arasında, kulakları sağır eden motor sesi, kusmaktan kendini alamayan yolcular, halsizlikten yerlere uzanmış insanlar ve sigara içenler arasında biryerlere tutunarak biraz açık havada durmaya çalışıyoruz. Ama bir süre sonra sürekli yüzünüze ve bulantı halindeki midenize vuran rüzgar sizi içeriye girmeye ve işkencenin bir başka çeşidine katlanmaya mecbur ediyor.
Arada gemi görevlisi soğuk içecekler satıyor. Küçük pet şişede su 1,5 , kutu kola 3 TL. Bu kadar sıcak kasıtlı mı diye insan içincen geçirmeden edemiyor.
Neyse daha fazla uzatmayayım, 3 saatin sonunda Girne'nin evleri gözüküyor. Valizlerini bir an önce almak ve inmek isteyen insanların sebep olduğu curcunadan sonra gümrüğe ulaşıyoruz.
Dudaklarımızda bir daha binenin ... şeklinde bir mırıltıyla yada hırıltıyla bekleyenlerimize merhaba diyebiliyoruz.
Bunları okuyunca sakın beni geminin yada arabanın tuttuğunu düşünmeyin. Çünkü dönüşte gemi biraz daha yeni ve klimalı idi. İşkence katsayısı tartışılmaz bir derecede düştü.
Sonuç olarak, eğer bindiğiniz geminin klimaları yok ise veya çalışmıyorsa yandınız demektir. Eşek yükü para vererek kendinize işkence eden başka memlekette görülmez.
Gemi sahiplerinin ellerini vicdanlarına koymalarını rica ediyorum.
Sizlere de kendi paranızla kendinizi rezil etmeyin diyorum.