4 Şubat 2009 Çarşamba

SIRA ARKADAŞIM

İnsanoğlu gençken geleceği düşünür, yaşlandıkça geçmişi düşünmeye başlarmış. Sanırım ben de yaşlanıyorum ki geçmişe dalıp gidiyorum. Çocukluğumu, okul yıllarımı hatırlıyorum, anılarımı sevdiklerimle paylaşmaktan mutlu oluyorum. Evet sanırım bu yaşlanmanın ilk belirtileri olsa gerek.

Okul arkadaşlarıyla tekrar görüşmek güzel ama sıra arkadaşlarınızdan haber almak başka bir güzel. Çünkü size okul yıllarınızı daha bir inceden hatırlatıyor. Aynı sırada dirsek çürüttüğünüz, aynı havayı teneffüs ettiğiniz, gerektiğinde birbirinizden kopya çektiğiniz arkadaşlarınız nasıl unutulur değil mi!

Geçenlerde ortaokuldan bir sıra arkadaşım facebooktan bulmuş beni. Adı Serkan Ayhan. Anamur Lisesi Ortaokulunda birkaç yıl aynı sırada oturmuştuk. Tevfik Kayabaşı adında bir sosyoloji hocamız vardı Anamur Lisesi mezunları bilirler. Aynı zamanda müdür yardımcıydı. Sabahları “Anamur Lisesi Ortaokulu öğrencileri” diye hitap ederdi. Yani lise ortaokul karışımı bir okulun ortaokulunda aynı sırayı paylaşmıştık. Şimdi jandarma astsubaymış. Astsubaylık ta askerlik günlerinden pek iyi şeyleri çağrıştırmıyor ya neyse :) İnsanın kendi yakınlarından biri astsubay veya uzman çavuş olursa, insan “bunlar askerde böyle değildi” demeden kendini alamıyor. Sanırım kışlada başka bir havaya giriyorlar :)

Sırayı paylaştık dediğimi mecazi anlamda yada lafın gelişi söylediğimi zannetmeyin. Sırayı ortadan kalemle çizip ikiye ayırırdık. Her gün yeniden sıra paylaşma muhabbeti olurdu. Her ikimizin ölçümü birbirini asla tutmazdı. Kendi tarafından karışlamaya başlarsın sonra ortayı geçince karışları küçültürsün, böylece kendine daha fazla yer almış olursun. Sıranın ortasında onlarca çizik olurdu. Hangi çizginin geçerli olacağı da ayrı bir mesele.

Muhittin Tok adında bir vatandaşlık hocamız vardı. Arkadaşın evine yakın bir yerde oturuyormuş. Sürekli gırgırını yapardık. Sabahları okula arabayla geliyormuş ama benzine kıyamadığından öğleyin eve yemeğe yürüyerek gidip geliyormuş diye anlatırdı. Evini de tamamen kendisi yapmış hiç usta filan tutmamış derdi. Çocukluk işte, öyle çekiştirdiğimize bakmayın. Muhittin Tok nev-i şahsına münhasır bir adam olsa da iyi bir insandı.

Ne eğlenceli günlerdi, keşke şimdi de hayatımız o günlerdeki gibi hareketli ve neşeli olsa...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz icin tesekkur ederim, yine beklerim...